1Şiir1Şarkı
Bir süredir 1şiir1şarkı paylaşmamıştım. Instagram hesabımı takip edenler ne kadar yoğun olduğumu bilirler. Yoğunluk arasında çok sevdiğim ''kafa molasını'' bu paylaşımla taçlandırmak istedim. :) Zihnimde şuan ''democracy'' kelimesi ve binbir çeşit manası, Antik Yunan ve Spartalılar yer etmişken şuanki sezonunu bir türlü sevemediğim ''Suits'' dizisinin şarkısıyla sizlere merhaba demek istedim.
Geçen hafta çok fazla Divan Edebiyatı ile haşır neşir oldum. Ne kadar derin, ne kadar manalı, ne kadar asil ! Eski Türk Edebiyatı deyince akla hemen Divan Edebiyatı gelir öyle değil mi? Hakikat ise farklı. Halk edebiyatı, Tekke edebiyatı gibi türler de bu edebiyata dahildir. Ortak adları ise ''Klasik Türk Edebiyatı''dır. Bunları neden anlattım bilmiyorum ama hem sizinle paylaşmış oldum hem de bilgilerimi tazeledim. :)
Bâki'nin gazel türündeki eserlerinden birini paylaşıyorum...
Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş, iklim-i hüsne anın içün pâdişâ imiş
Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer, hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş
Avâzeyi bu âleme dâvûd gibi sal, bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese, mir'ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş
Zülfün esîri bâkî-i bîçâre dostum, bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş
Anlamı:
*Meğer o sevgilinin kara zülüfleri, hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi imiş. Zaten bu yüzden de güzellik ülkesinin sultanı o imiş.
*Sevgilinin avlusunun toprağı nasıl bir kimya imiş ki, güneş oraya bir secde etmekle hemen yanağı kıpkızıl bir altına dönüşüvermiş.
*Avazen bu alemde davut gibi çınlasın. Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.
*Sevgiliyi görmediğimiz vakit cihan gözümüze görünmez olur. Eğer ayine-i alem-nüma diye bir şey var ise, zannımızca o sevgilinin güzelliğinin aynasından ibaret imiş.
*Sevdiceğim! Zülfüne bağıyla esir olan şu biçare baki, bu haliyle meğer bir bela kemendinin yani senin zülfünün bağına tutulup kalmış da ondan kendini alamıyor.
*Sevgilinin avlusunun toprağı nasıl bir kimya imiş ki, güneş oraya bir secde etmekle hemen yanağı kıpkızıl bir altına dönüşüvermiş.
*Avazen bu alemde davut gibi çınlasın. Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.
*Sevgiliyi görmediğimiz vakit cihan gözümüze görünmez olur. Eğer ayine-i alem-nüma diye bir şey var ise, zannımızca o sevgilinin güzelliğinin aynasından ibaret imiş.
*Sevdiceğim! Zülfüne bağıyla esir olan şu biçare baki, bu haliyle meğer bir bela kemendinin yani senin zülfünün bağına tutulup kalmış da ondan kendini alamıyor.
Keşke ''anlamı'' diye başlayan bölüm olmasa, keşke okuyabilsek, keşke anlayabilsek... Keşke hakiki Türkçe'mizi katlettiğimizi fark edebilsek...
O günlere erişebilmek arzusuyla...
bizler normal Türkçe'mizle konuşamıyoruz ki artık öyle bir konuşma üslubumuz var ki sorma gitsin yani benim de sevdiklerimin arasında dır Divan Edebiyatı bu güzel bilgin ve şiir için teşekkür ederim :) hoşgeldiniz efendim :)
YanıtlaSilHoş bulduk :) Bir güzel blog sahibi ile daha tanışabildiğim için çok mutlu oldum. :) Maalesef öyle. Toplumun geneli böyle de olsa değiştirmeye kendimizden ve ailemizden başlarsak neden düzelmesin değil mi? Değerli yorumunuz için teşekkür ediyorum. :)
SilGüzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. .
YanıtlaSilHer bir yazımı özenle okuduğunuz, takip ettiğiniz ve paylaştığınız için asıl ben teşekkür ederim. Bana büyük cesaret veriyor. :)
SilGüzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. .
YanıtlaSilYa anlamasam bile eski halini defalarca okudum, nasıl güzel bir uyum içinde. Ellerine sağlık, şarkı da ayrı güzel...
YanıtlaSilÖyle bir ahenk ve uyum var ki Divan şiirinde hayran olmamak elde değil zaten... Duyguyu öyle güzel ifade etmiş ki şairlerimiz sizin de söylediğiniz gibi hiç anlamadan bile gönlümüze dokunabiliyorlar. Yorumunuz için teşekkür ederim Medine hanım :)
SilBaki'nin şiirini anlamalarını beklemek ütopik bir beklenti olmuş. Bugünün nesli keşke Behçet Necatigil gibi, Yavuz Bülent Bâkiler gibi çok sade bir Türkçeyle yazan şairleri anlamış olsalar. Ha, bu arada bugünkü nesil şiir okuyor mu? :(
YanıtlaSilYazınızda 'hepsinin ortak adı klasik Türk edebiyatıdır' ifadesi vardı. Orada bir bilgi hatası olmuş sanırım. Klasik Türk edebiyatı ifadesi daha çok Divan edebiyatı için kullanılıyor. Eski edebiyatım tamamı için kullanmak çok yerinde bir ifade olmaz. :)
Ah! Yavuz Bülent dediniz de içim parçalandı. Keşke okunsa, anlaşılsa. O duru Türkçe...
SilDoğrudur efendim. Belki çalışmalarımda yanlış bir yorumda bulunmuşumdur. Düzelttiğiniz için teşekkür ederim. Henüz yolun çok başındayım... Sevgiler.