Bir büyük insanlık meselesi:Cenaze Evlerinde Yemek


Güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek nasıl tarifsiz bir huzur verirse insana, Kur'an-ı Kerim ışığında yaşamak da öyle huzur verir. Bu ışığın verdiği huzuru bir şeylerle kıyaslamak ne derece doğru bilmiyorum fakat yaradılanların en güzel ve faideli olanlarından biri olan güneş ile manalandırmayı istedim. Allah hepimize bu ışığı görebilmeyi ve o doğrultuda yürüyebilmeyi nasip eylesin. 

Şuan Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarının 4 kitaptan oluşan ''Temel İslam Bilgileri'' serisinin ''İbadetim'' adlı kitabını okuyorum. Seriyi ilk incelediğimde çocuklara yönelik olduğunu düşünmüştüm ancak bu seri çocuklarla beraber fazlasıyla büyüklere de hitap ediyor. İçerisinde temel bilgiler ve ünite sonu testleri mevcut. Okudukça aslında henüz bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu farkettim. Tüm kainat böyle değil mi zaten? Ufacık bir gezegenin içinde,sonsuz bir uzayın yine ufacık bir parçası olduğunu bilmek... Ve bilmemek birçok şeyi... 

İslam'da paylaşma ve yardımlaşma bölümünü okurken, okuduğum satırlar beni çok önemli bir hususu düşünmeye sevk etti ve hemen bu konuda bir yazı yazmam gerektiğini düşündüm. Konumuz: Cenaze ve cenaze evleri. Biliyorsunuz ki hayatımızda düğünler, bayramlar gibi sevinçli olduğumuz günler varken bir yandan da cenazeler gibi hüzünlü olduğumuz günler de vardır. Bir Müslüman olarak acı, tatlı her günde sevdiklerimizin yanında olmakla mükellefiz. Kültürümüzde de bu çok önemli bir olgudur. Hatta kimlerin düğünlere geldiği, kimlerin cenazede bulunduğu hep düşünülür ve konuşulur. Böyle günlerde yanımızda olan insanlara daha başka hürmet ederiz. Elbette o insanın yanınızda olmaması durumunu gözetmeksizin ihtiyacı olması halinde yardımına koşmak gerekir. Bizim dinimiz sevginin,saygının, paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemine sıklıkla vurgu yapar. Ne kadar şanslıyız öyle değil mi?

''Ölüyü (kabre kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri kalır. Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle baki kalır.'' (Buhari, Rikak-42;Müslim, Zühd 5) 

İnananlar ve salih amel işleyenler için bu hiç de zor bir gerçek değildir. Ancak inanmayanlar ve Allah yolunda yürümeyenler için çok ağır bir gerçek olsa gerek... Sevdiklerini kaybetmiş insanlar bunu iyi anlarlar. Cenazenin yıkanması, defni vb. görevleri yerine getirir ve ardından sevdiğinizi orada öylece bırakırsınız. Bunu istemeseniz de başka çareniz yoktur ki hayat seyrine devam ettiği için bir zaman sonra onun varlığını bile unutur hale gelebilirsiniz. Senede 1-2 mezar ziyareti yapar, duanızı eder ve onu yine terkedersiniz. Ancak o henüz yeni gittiğinde her şey çok zordur, geride sabretmesi gereken insanlar olarak kalırsınız ve bu süreçte yanınızda birilerinin olup sizi rahatlatmasına çok ihtiyaç duyarsınız. İşte din kardeşliği böyle günlerde anlamlıdır. Bir Müslüman ölen kimsenin aile fertlerine taziye ziyaretinde bulunur, onlara sabır diler ve onlar için dua ederse bu müstehap olur. (Müstehap: hoşlanılan, sevilen, tercih edilen şey.) 

Peki cenaze evlerinde acı içerisinde olan insanlar sanki zorundaymış gibi onlardan yiyecek/içecek beklemek neyin nesidir? Yüreklerine kor düşmüş insanlar, yakınları ve dostları tarafından destek görmeye ihtiyaç duyarlarken, o evde yemek dağıtmak onların görevi değildir. Üzülerek görüyorum ki bizim cenaze evlerimizde bu hiç tasvip edilmeyecek bir adet haline gelmiştir. Bakınız Hz. Cafer şehit olunca Peygamber Efendimiz(sav) ne demiş:
''Cafer ailesine yemek yapın. Çünkü onların başına büyük bir iş geldi.'' (Ebu Davud, Cenaiz 30)

Cenaze evinin yemek ve helva yapıp başkalarına yemek dağıtması mekruhtur. Çünkü bu bir bayram günü değildir. Ziyafet vermek sevinçli zamanlarda meşru olan bir fiildir. Lütfen bilhassa Müslümanlar olarak bu hususlara dikkat edelim ve sevdiklerimize yardımcı olalım. Bir çeşit yiyecek ve biraz helva yapmakla bir şey kaybetmez, aksine gönülleri ve Allah'ın rızasını kazanmış oluruz. Ne dinimizde ne kültürümüzde hoş olmayan bu tarz alışkanlıklardan vazgeçelim.

Sevdiklerini kaybedenlere Allah'tan rahmet ve ailelerine sabır diliyorum.

Sevgiler...







21 yorum:

  1. Ayyy ne diyorsunnn burda ölü çabucak gömülüyor daha eve gelmeden asri mesarlıkta pidesi yeniyor. Evde verilen ziyafeti 7 'si 40 'ı 52'sini söylemiyorum bile.
    Helva artık yanında masum kalır oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın. 7-40-52 üçlüsüne zaten bir anlam veremiyorum. Dinimizde de bildiğim kadarıyla bununla ilgili bir hüküm yok. Ölüyü hatırlamak elbette güzeldir ama buna özel bir gün biçmek hiç mantıklı değil. Dilerim bizler yeni nesilleri bilinçlendiririz de bu düşüncesiz adetler son bulur.

      Sil
  2. Biz köylü olduğumuzdan sanırım bizde farklı ölüm Hak'tan bu acıyı duyup uzaktan gelip acımızı paylaşmak isteyen insanlara yatması ve karnını doyurması için komşular yardımcı olur acısı olan kişi o kendinden vazgeçecek haldedir konu komşu cenaze olduğu gün fırında ekmek pişirir yemekler yapılır uzaktan gelenler hoşlanır yazamıycam gözlerim çok doldu annemin öldüğü gün geldi akıma

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzülmene sebep olduğum için çok üzüldüm :( Allah rahmet eylesin, sevgili annenin mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın inşallah. Sevdiklerini kaybetmenin acısını ben de çok derinden biliyorum. Gerçekten zor ama bir gün onlarla kavuşacağız. Bununla teselli buluyorum...Keşke adetlerimiz bu şekilde olması gerektiği gibi devam etse. Allah razı olsun o güzel insanlardan ne kadar hayırlı bir şey yapıyorlar Allah katında.

      Sil
  3. ama son yazıma bi baksan yaa amaaa :)

    YanıtlaSil
  4. Ellerınıze emegınıze sağlık cok onemlı bır konuya degındınız aslında. Bır bayramda dıyarbakıra akaraba zıyaretıne gıtmıstım, ev sahıbının de uzaktan bır akrabası vefat etmıs dıye 3 gun boyunca cenaze evı olarak belırlenmıs ortak bır yerde gun boyunca oturup yıyıp ıctıler... bır gun de degıl o yıyıp ıcme faslı maalesef günler suruyor bır de ;(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet dediğiniz gibi gerçekten de günlerce sürüyor. Her gelen gidenin saatlerce oturması da cabası. Ayıptır günahtır ya. Kendi başına gelmeden anlamıyor maalesef insanoğlu. Ama Rabbim akıl bahşetmiş zor olmasa gerek. Düşünmeden yoksun insanlar olduğumuz için bu saçmalıkları yaşıyoruz. :(

      Sil
  5. Elinize sağlık,çok önemli vir konuya değinmişsiniz.Ben Karadenili'yim,bizde ölü evinde yemek pişmez,konu komşu getirir.Eşim Karslı.Rahmetli kayınpederim öldüğünde,evde kazan kazan yemekler yaptılar,sabah kahvaltı,öğlen ve akşam yemek servisi yapmaktan helak oldum.Arada da tepsi tepsi çay dağıttım.Bu en az bir hafta böyle sürdü.Gelen sabah oturuyor,ta gece yatma vakti olana kadar yiyip içiyor,muhabbetin belini kırıyorlar.Bir ara nasıl dellendiysem,azıcık da Kuran okunsa olur mu,deyivermişim.Bu ne yahu,babam küt diye gitmiş,eşim mahvaolmuş,iki çocuğum anneannede emanet,ben acımı yaşayacağıma servis yapıyorum.Kesinlikle çok doğru yazmışsınız,Ayrıca ölünün yesisi,kırkı falan olmaz,bunlar kendilerine meclis yeme içme olsun diye kafadan uydurulmuş şeyler,sevap olacağına günah oluyor,Allah'ın emrine şirk koşmak oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karadeniz insanının tertemiz kalbine, düşünceli ve naif yapısına hep hayran olmuşumdur. İnsanımızın her biri ayrı güzel elbette ama keşke bu naiflik herkese sirayet etse... Böylesi acı bir günde eşinizi teselli etmeniz icap ederken size 7/24 hizmet ettirenler utansın! Kayınpederinize Allah'tan rahmet diliyorum.

      Sil
  6. Gelenek haline getirilenler, türetilen alışkanlıklar arsında yitiyor asıllar. Oysa asıl olanlar her zaman yerinde ve kolay olan, doğal şeyler. Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar anlamlı ve yerinde bir cümle kurmuşsunuz. Bu ifadeye hayran kaldım! Size can-ı gönülden katılıyorum. Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  7. Gelenek haline getirilenler, türetilen alışkanlıklar arsında yitiyor asıllar. Oysa asıl olanlar her zaman yerinde ve kolay olan, doğal şeyler. Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  8. Bu konuyu arkadaşlarımda konuşmuştuk bir arkadaşım da memleketlerinde cenazesi olan evlere yemek götürüldüğü hatta kişi tek kalıyorsa her gece o kişiyi farklı ailenin doyurduğunu söylemişti. Umarım böyle konularda hassasiyetimiz artar. Yazınız için ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah. Duyarlı olup kendi çocuklarımızı böyle yetiştirirsek bence tüm bu meseleler çözülecektir. Yorumunuz için teşekkürler. :)

      Sil
  9. Yöreden yöreye değişen bir adet olmuş. Bizde de cenaze sahibi değil konu komşu yardıma gelip helva kavururlar. Şimdi İstanbul'da beğendiğim bir hizmet var. Belediyemiz cenaze evine ücretsiz pilav-helva, ayran, sandalye, cenazeye gitmek için otobüs vb gönderiyorlar. En azından bir nebze yükünü alıyorlar ev sahibinin. Ama insanımızın düşünceli olması gerekli elbette. Orası yeme-içme yeri değil. Ayrıca cenaze evinin acısını umursamayıp dedikoduya, türlü sohbetlere girenlere de ayrı sinir oluyorum.
    Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel bir uygulama. Ankara'da da bir kere rastlamıştım. Sanıyorum henüz yaygınlaşmadı. İnşallah devamı gelir. Bir de o husus var değil mi? Oturup havadan, sudan konuşanlar ve dedikodu yapanlar... Sanki kendileri hiç bu dünyadan göçmeyeceklermiş gibi... Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  10. Hayatı da ölümü de sünnetlere uygun yaşamak temennisiyle...

    YanıtlaSil
  11. Maalesef ki ne ölüye, ne diriye saygımız sıfırın altına düştü. Sıfır bile değil.

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.