Osmanlı Türkçesi-2

Hiçbir kalbe kapısı kırılarak girilmez.
Merhaba Sevgili Takipçilerim

Osmanlı Türkçesi'nin ikinci dersiyle karşınızdayım. İlk dersi gözden kaçıranlar Osmanlı Türkçesi-1 buraya tıklayabilirler. İlk derste harfleri tanımış, transkripsiyonunu incelemiş ve harekeleri öğrenmiştik. Bu dersimizde ise bitişen/bitişmeyen harfleri inceleyip yazı türlerini öğreneceğiz. Ayrıca harflerin okunuşuna dair bir tablo vererek çalışmanızı isteyeceğim.
Bitişmeyen Harfler
Alfabedeki harflerin sağdan sola doğru bitiştirilerek yazıldığını söylemiştik. Ancak bazı harfler var ki kendilerinden sonra gelen harflerle bitişmezler. Kendisinden sonraki harflerle bitişenlere hurûf-ı muttasıla; bitişmeyenlere hurûf-ı munfasıla denir.

Bitişmeyen Harfler: elif, dal, zel, rı, ze, je, vav harfleridir.

Aşağıdaki örnekleri inceleyelim. Harekelerine göre okumamızı istediği kısımda da hangi harflerin bitişip hangilerinin bitişmediğine dikkat edelim lütfen.

Bitişen harfler konusunda bir ayrıntı daha mevcut. 'he' harfi (ه) ancak bir ünlü yerine kullanıldığı yerlerde bitişmez. Buna eski gramerde ''hâ-i resmiye(=şekilce he)'' denir.
Bitişen Harfler
Hem kendileriyle, hem kendilerinden önce ve sonra gelen öteki bütün harflerle bitişirler. Bu duruma göre, biçimleri özellikle başta ve ortada değişikliğe uğrayan harfler bunlardır. Bitişen harfler dışında kalan tüm harfler bitişmeyen harflerdir. Bunlar, önceki harf bitişmeyen harfse baştaki şekliyle, bitişen harfse ortadaki şekliyle yazılır; sonda yer aldıklarında ise yalın biçimine kavuşur.

O halde şimdi harflerin bitişme biçimlerini tekrar incelememizde fayda var. Birinci dersimizde verdiğim bu tabloyu tekrar paylaşıyorum. Şimdi daha anlaşılır olacaktır. Lütfen tablodaki örnekleri altını kapatarak kendiniz okumaya çalışın ve bitişip bitişmeyen harfleri iyice inceleyin. 
Harflerin Bitişme Tablosu


Harflerin Okunuşuyla İlgili Örnekler:
Bu tabloda hecelerin okunuşu alıştırma amaçlı verilmiştir. Kimi heceler birden fazla şekilde okunabilir. (Örn; bi-bı) Kimi harfler Arapça'da kalın sıradan bir ünsüzü gösterdiği için sadece kalın sıradan ünlülerle okunabilir. (Örn; ga-gu) Şimdilik burada verilen okunuşlara uyarak çalışacağız.

Bunları da beraber okumaya çalışalım :) Çevirileri fotoğrafın altında olacak.
Boş geçen zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır.
İnsan dilinin altında gizlidir.
Yazı Türleri
Osmanlı alfabesiyle yazılan yazı yıllar içerisinde geliştirilmiş ve çeşitlenerek çok sayıda yazı türü ortaya çıkmıştır. Bunların en eskisi özellikle Kur'an yazmakta kullanılmış bir yazı türü olan nesihtir. Çoklukla yardımcı yazı işaretleri kullanılarak yazılan bu yazının harfleri düzgün ve okunaklıdır. Türklerde bu yazının ilk büyük ustası Şeyh Hamdullah, ikincisi ise Hafız Osman'dır.
Çok kullanılmış bir diğer yazı türü ise sülüstür. Nesihe benzer; ancak harfleri daha büyük ve çizgileri kalındır. Nesih gibi harekeli olan bu yazıda harekeler daha açıktır ve özgürce çizilmiştir. Levhalarda ve son dönem dergi kapaklarında çok kullanılmıştır. En ünlü ustaları yine Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman'dır.

Bir diğer yazı türü talik'tir. Bu yazının başlıca özelliği harflerin eğik yazılması, kuyruk kısmının uzatılmasıdır. Aslında sülüsten geliştirilmiştir. Bu yazı türü Osmanlılar döneminde Türkler tarafından işlenip yeni bir güzelliğe büründürülmüş, özellikle Yesari-zade elinde estetik yönden en olgun seviyeye çıkarılmıştır. Bu yazıda hareke kullanılmazdı.
Rik'a ise oldukça geç ortaya çıkan bir yazı türüdür. Zamandan tasarruf ihtiyacıyla doğmuş, günlük işlerde kullanılan, çabuk yazmaya elverişli bir yazı idi. Şekillerin ayrıntıları yok edilmiş, gözlü harflerin gözleri kapatılmış, dişli harflerin dişleri düzlenmiş, iki noktalar çizgiye, üç noktalar ters v'ye dönüştürülmüş, eğri çizgiler düzleşmiştir. Sanat kaygısı güdülmeden, hızla yazıya dökmek için kullanılan bir yazıydı. Ancak bu yazının da güzel yazanları vardı. Tanzimat dönemi paşalarından Âli Paşa ve Fuat Paşa'nın rik'a ları gibi. Osmanlıların resmi yazısıydı. 
Bu dersimizde bitişmeyen ve bitişen harfler, harflerin okunuşu ve yazı türlerini öğrendik. Bir sonraki dersimizde görüşmek dileğiyle...

İyi Çalışmalar



15 yorum:

  1. Yaşasınn! Bir dolu yeni bilgi edindik, en sevdiğim seri merakla bekliyorum devamını :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavaş yavaş ama düzenli ve bir bütün halinde paylaşmaya çalışıyorum. Umarım anlaşılır oluyordur. Sevgiler :)

      Sil
  2. Beklediğim 2. ders geldi. Teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  3. Çok iyi düşünmüşsün bunu. Aslında sağ tarafa Osmanlıca kategorisi de açmalısın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın aklıma gelmemişti. Ben onunla da ilgileneyim. Teşekkür ederim.

      Sil
  4. ne güzel bir yazı buuuu. çok faydalı. not aldım bakarım buna. ilkine de. hatta duyurayım da herkes faydalansııın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim deeptone :) Memnun olurum. Malum 1 senem dolmuş olsa da henüz taze bir blog sayıldığımdan çok yere ulaşamıyorum maalesef. Paylaşımın beni mutlu eder bu yüzden. Sevgiler.. :))

      Sil
  5. Üzerinde fazlaca çalışılmış bir yazı olmus...emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar.

    Bir Tarihçi olarak Paylasiminiz beni oldukca mutlu etti. Detayli ve kuralı gitmek istemissiniz. Anlatiminiz güzel olmus ancak 8 yıldır Ister matbu ister Rika olsun cok fazla ceviri tercüme yapmisimdir.

    Onca seninin kudretine dayanarak şunu diyebilirimki Osmanlıca ceviri yapabilmeniz icin kurallari ogrenmenize aslinda gerek yoktur. Hangi harf ne.okutur onu ogrenseniz yeter.

    Rika ise bunun ust modelidir yani gunumuzdeki el yazisini dusunun o zaman ki arap harfleriyle yazilmis hali gibi..

    Yeni kesfettim sizi takibe aldim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Beni çok motive etti. Bir Tarihçi olarak yorumlarınız ve katkılarınız benim için çok önemli. Dikkat etmekle birlikte hatalarım da olabilir. Lütfen takipte olmaya devam edin.

      Blog'uma bu kategoriyi açarken ilk amacım Osmanlıca metinleri anlayabilmenin ne kadar mühim olduğunu anlatmak ve basit metinler bile olsa okunması için en azından ufak bir adım atmış olmaktı. Bir diğer amacımsa ikinci üniversite olarak okuduğum Türk Dili ve Edebiyatı Osmanlı Türkçesi derslerini verebilmek ve açıköğretim fakültesinde okuyan arkadaşlara destek olmaktı. Bu nedenle teferruatlı bir şekilde anlatmayı uygun gördüm.

      Uluslararası İlişkilerci olarak doktoramı Tarih alanında yapmayı hedefliyorum. Bu nedenle ayrıntılı bir çalışma daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Malum arşivleri incemek çok da kolay olmayacaktır. Açıkçası Genel Türk Tarihi alanında akademik çalışmalar yapmayı istiyorum. Bu nedenle olumlu olumsuz her türlü eleştirilerinize ve önerilerinize açığım.

      Özenli yorumunuz için minnettarım. Teşekkürler.

      Sil
  7. Elbette seve seve yardimci olurum. Tarih alaninda kafaniza takilan sorular oldugunda iletisime gecerseniz elimden geleni yaparim.

    Edebiyat-Tarih kardes bölümler olarak görüyorum. Edebiyatcilar da iyi Osmanlıca bilgisine sahip olduklarını da bilirim.

    Böyle bir olusum meydana getirmissiniz sizi tekrardan kutluyorum. Buyuk cesaret aslında..

    Genel Türk alaninda yapacaksaniz rika osmanlica çeviriye pek ihtiyaciniz olmayacaktır. Yakın cağ alaninda yaparsaniz cok lazim olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Durum ne olursa olsun bir Türk genci olarak öğrenmek için elimizden geleni yapmalıyız. Benim için en temel mesele buydu. Büyük şevk oldu. Özenle yazmaya devam edeceğim. Teşekkür ederim.

      Sil
  8. Yeni yeni bilgiler edindik :) hic aklima gelmezdi osmanli türkcesi ögrenmek. Vesile oldun tesekkr ederim :)

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.