Ankara'da Güne Başlamak...


Ankara'da Ankaralı bulmak zordur derler.

Ben o ender bulunan kesimdenim. Ankaralıyım.

Hayatımın bir döneminde çok sevdim Ankara'yı bir döneminde ise nefret ettim.

Şuan sevdiğim dönemleri yaşıyorum. 

Galiba bir şehri sadece havası suyu manzarası için sevmiyor insan.

Onu güzelleştiren bir insan olmalı mesela. Beraber arşın arşın adımlayacağınız sokaklarını... Ankara simidi eşliğinde bir sohbet belki ya da o kötü ayazın ortasında içinizi ısıtacak bir gülümseme. Hepsini o şehirde yaşamalısınız, sonrasında o şehri sevmemek kaçınılmaz...

Ankara'yı işte bu yüzden seviyorum ama bir o kadar da öfkeleniyorum.

Ankara'da Ankaralı pek barınmadığından mıdır yoksa ''memur şehri'' olarak nitelendirilmesinden midir bilemiyorum ancak Ankara'da güne başlamak çoğu zaman bana zulüm gibi geliyor.

Küçük bir şehirde yaşamanın sıcaklığını arıyor insan. Samimiyet, sevgi, saygı, mutluluk görmek istiyor ama bulamıyor.

Ankara'da bugün güne şöyle başladım:

- 07.00'da 20 dakika daha erken uyanmayarak hayatımın en büyük hatasını yaptığımı düşünerek yataktan kalktım, hazırlandım, evden çıkış saatim 07.37. (Bakın uyanır uyanmaz zihnimden neler geçiriyorum, umut dolu, tatlı bir tebessümle uyanmak yerine suratım asık. Acaba neden?)

- Hızlı adımlarla iki dakika ötedeki otobüs durağına geldim. Bir müddet bekledim. Tıklım tıklım dolu olan bir otobüs geldi. Saat 07.45. Sıra mı? Sırayı gözeten kim? Yerinde duramayan öne atılıyor, sırada senin arkanda olmasına rağmen senden evvel otobüse biniyor ve sen muhtemelen o otobüse binemeyeceksin! Bir sonraki otobüs ise yarım saat sonra!

- Şanslısın! Otobüse bindin. Şimdi sırada sıkış tıkış gitmek var. Yolculuğu (Allah razı olsun) hafif yana kayarak oturmanı sağlayan amcayla beraber yapıyorsun, sayesinde +1 kişiyi daha otobüse tıktık(!) (Büyükşehirde yarım saatte bir otobüs mü olur sorunsalı)

- Otobüsten indik. Oh! Derin bir nefes alabiliriz. Sıradaki maceramız metroda geçer. ''Hııı tamam. Metro rahat ya. Sıkıntı yok.'' dediğinizi duyar gibiyim. Lakin saati ve diğer muhtemel aksilikleri de göz ardı etmemek gerek.

- Batıkent metro'ya girildi. Kızılay metrosunun ilk! durağı. İlk durak ama zaten burada doluyor metro. İçerisi ana baba günü yine. Demiştim sana daha erken çıkacaktın. Şimdi bin bu metroya binebilirsen. Yalnız ilginç bir şey oldu. Bugün metroda ilk defa insanlar her kapı girişine ikişer sıra halinde durmuşlardı. Sıra, sıra! Cidden sıra. Ta arkaya kadar uzamıştı. Allah Allah! Kim bu insanları bu sıraya sokan? O an dedim ki galiba bundan sonra güzel şeyler de olacak. 


-Güzel şeyler mi? Olmadı. Ben diğer metroyu bekledim. Dakikalar geçti, metro geldi. Çok şükür oturdum. Hı şimdi insanların gözünün içine dik dik bakıp yer istemesi faslına geçtik. Saygısız bir insan değilim. Elbette yaşlı veya hamile gördüğümde yer vermesini bilirim. Ancak bu insanlar neden genç biri oturduğunda illa herkes içinde iğneleyeci sözleri içlerinden değil de bağıra bağıra söylerler anlamış değilim. Yazık çoluk çocuk okula gidiyor, bütün gün yoruluyor, okullar uzak yerlerde. Yahut hasta da olabilirler? Mesela benim dizlerimde menisküs, kireçlenme ne ararsan var. Şimdi benim hastalığım alnımda yazmadığına göre ben insanlara bunu açıklamak mı zorundayım? Vallahi bazen bakışlar insana 'açıkla' diyor. 

-Velhasıl kelam, güzelce kitabımı okuyorum. Yanımdaki biraz yayılarak otursa da idare ediyorum. Derken metrodan ses çıkmaya başladı. Her durakta 5-10 dakika duruyor. Allah! 20 dakikada varılacak Kızılay oldu mu sana 45 dakika. Resmen bekleyerek bindiğim metro arıza yaptı. Tabi insanlar metro içinde istiflendikleri için kavga gürültü de başladı. Yaşlı başlı insanlardan küçümseyici sözler, gençlerden saygısızlık.. Tövbe çekerek bitirdim o yolculuğu. 

Şu eski metrolar habire arıza çıkarıyor. Ne zaman yenileyecekler bunları? Eryaman ve Çayyolu metroları için tahsis edilmiş metrolar neden Kızılay hattı için de kullanılmıyor? İnsanlar neden bu kadar sabırsız? Niye kimse kimseye gülümsemiyor? Neden herkes birbirine düşman gibi bakıyor? Anlamış değilim. Bir psikolog olsam tüm günümü Ankara metrosunda geçirir, insanların davranışlarını analiz ederdim. Psikologlar ve psikolojik danışmanlardan ricamdır Ankaralıların şu problemlerine bir el atıverin. Gerçekten bazen boğuluyorum. 

Bir yerden bir yere gitmek bu kadar zorken ve vakit alıyorken neden bir de birbirimize işkence ediyoruz? Sabah bunlar oldu ve benim bütün günüm berbat geçti. 

Teşekkürler Ankara!













31 yorum:

  1. Ben de yıllardır Ankara'da yaşayan biri olarak metro sistemi çok gelişmiş değil. Hal böyle olunca otobüs ve dolmuşlara yöneliyor insanlar ve onlar da hem kalabalık hem de çok vakit alıyor. Bu sebeple Ankarayı pek sevemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolmuşa hiç binemiyorum. Keçiören-Demet-Ostim dolmuş hattındaki dolmuşçular resmen birbirleriyle yarış yapıyorlar. Şikayet ediyorsun ama hiçbir şey değişmiyor. Otobüs desen tıklım tıklım. Yine en iyisi metro gibi geliyor bana en azından sabah ve mesai çıkışı saatleri dışında ferah. Ah bu Ankaramızın ulaşımı daha güzel olsa çok güzel aslında...

      Sil
  2. Ankara...
    Sevilmez mi?
    Denizi filan yok, havası puslu; ama burası Ankara :)

    Çok beğendim yazınızı. Sanırım metro Batıkent hattına. O hat çok eski. O yüzden arıza çıkmış olabilir. Yine de o hatta çok sık geliyor trenleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :) Evet Ankara sevilmeyecek bir şehir değil lakin insanlarımız bazen bu şehri çekilmez kılıyor...

      Batıkent hattı eski ama gayet hızlı. Böyle aksilikler çıkmadığı müddetçe :)

      Sil
  3. Sabah saatleri her şehirde aynı demek ki... İstanbul' da da tıkış tıkış gidilir her yere, metro yolunda mutlaka arıza ya da kaza olur.. İzmir' e geldim bakıyorum sabah erken saatlerde yine bir yoğunluktur gidiyor.. Allah yardımcınız olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah İstanbul bir ayrı olsa da hiç farklı kalmamaya başladı buranın da. İnsanların kabalığı da eklenince sinirlenmemek elde değil. :)

      Sil
  4. Çünkü Ankara insanı yoruyor. Tüm bu yoğunluğa ve yorgunluğa alıştım derken de bir bakmışsın ki bağlanmışsın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın. Verdiği sıkıntıyla beraber tuhaf bir bağımlılık yaratıyor Ankara.

      Sil
  5. Emin artık çok sabırsız ve aksi sinirli tahammülsüzüz bir millet olduk ne yazık ki en ufak şeyden kavga eder olduk artık ...İstanbul da aynı durumlar hele bizim bir 17 otobüsü var Allah'ım kaç kaç :) zati amcalar teyzeler dedeler dolu yani otobüsün yeni adı da huzur evi otobüsü :)) Rabbım sabırlar kolaylıklar versin sana canım benim dilerim bundan sonra ki günlerin güzel geçer sevgiler ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Huzur evi otobüsü :D Çok güldüm buna. Aynı otobüslerden bizde de var. Her yer 65 yaş üstü dolu :)) Çok teşekkür ederim canım sevgiler...

      Sil
  6. Çok haklısınız , yıllardır Ankarada yaşadım ve dediklerinizin hepsini yaşadım. Özelliklle iş geliş gidip saatleri otobüs metro tıklım tıklım oluyor. Bir sonrakini beklersen geç kalıyorsun İnşallah buna bir çözüm bulunur ! Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah nerde o günler! İnşallah. Sevgiler...

      Sil
  7. Ankara'ya bir gezi için gitmiştim. Fakat trafiği çok aceleci. Trafik ışıkları 5 den geriye saymaya başlıyo 5-4 düüüddd düüüüddd düüüüdddd 3-2-1-Yeşil Düüüüüüüüüüüüüüüüddddddd bu kadar sabırsızlık neden anlamıyorum. Ama insanları çok anlayışlı ve hoşgörülü fakat trafiğe bakınca bu durum değişiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Trafikte de normalde de insanlarda bir hazımsızlık söz konusu. Siz hoşgörülü insanlara denk geldiyseniz ne mutlu :) Ciddi bir şehir Ankara ama bu ciddilik insanların yüzüne yansımasa keşke.

      Sil
  8. Bütün ülkenin suyuna antidepresan katsak nolur birtanem :)

    YanıtlaSil
  9. Ankara'da 8 yıl, İstanbul'da 4 yıl yaşadım. Şehir olarak insanların pek bir farkı yok, sabah otobüse, metroya binen insanların yüzü asık, sıra kültürü yok. Hele ki metrobüs tamamen bir çile. O metrobüsün ilk durağı Zincirlikuyu tam bir survivor. Ankara nispeten İstanbul'a göre daha sakin. Yine de güzel düşünelim, güzel olsun. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii Ankara'da bu duruma dayanamıyorken İstanbul'u düşünemiyorum. Öyle ki İstanbul'a gittiğimde ''Ankara'ya kurban ol sen'' demişliğim bile var. Güzellikler dilerim. Sevgiler :)

      Sil
  10. Üniversite yıllarımla beraber 11 sene kaldığım Ankara' yı eskisi kadar özlemesem de Ankara, Ankara' dır. Hayat zorlaştıkça insanların yüzü asılıyor. Özellikle büyük şehirlerde bu daha da belirgin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef Turgay Bey. Yine de Ankara güzel şehir, başkentimiz :)

      Sil
  11. of ne yolculukmuş yaaaa :) metro sırası da enteresaaan :)

    YanıtlaSil
  12. Şehrime hoş geldin diyeyim öncelikle. ^^ Ve yazdığın her şeye katılılıyorum. Her gün okula gidebilmek için 3 araç kullanıyorum ve trafikte can vermemek için 6.50'de otobüse biniyorum. :D

    Ayrıca bir toplu taşıma araclarında nasıl davranılır konulu bir kitap yazılmalı kesinlikle. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah benim yıllarım geçti burada, yanlış anladınız sanırım :) Yani hala alışamadım ki feryat figan yazı yazıyorum burada :))) Allah yardımcın olsun. Her gün bunları yaşamak hakikaten zor.

      Şu kitabı biz mi yazsak napsak :D

      Sil
  13. Ben de Eryaman'da oturuyorum.Metroya yakın evim.Bolca kullanıyorum metroyu valla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Metro da olmasa napardık değil mi :) Sizin semtiniz de uzakmış. Allah kolaylık versin. :)

      Sil
  14. Yazını sanki bir kitaptan kesit okurmuşcasına okudum ve çok keyif aldım. Anlatım şeklin sanki bir roman okuyormuşum havası verdi ve hiç bitmesin istedim. Uzuncana bir süre ben de senin yaşadıklarını toplu taşımalar da yaşadım :( bahsettiğin gibi kalabalıkla birlikte insanların verdiği negatif enerji stres seviyesini en yukarılara taşıyor. Senin için zor bir gün olmuş ama bu tarz da arada gündelik yazılar paylaşırsan da mutlu olurum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah bilmem mi kader arkadaşım :D Yazımı beğenmene sevindim. Burayı bir günlük haline getirsem herkes kaçar. Nelerden yakınırım kim bilir :) Ama ara ara böyle paylaşımlar yapacağım. Ben teşekkür ederim. :)

      Sil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.