Okuma alışkanlığını nasıl kazandım?

book addicted ile ilgili görsel sonucu
Okumak; insanın ufkunu açan, hayata ve olaylara bakış açısını değiştiren, zamanını mükemmelleştiren eşsiz eylemlerden biri ve en önemlisidir. ‘’En büyük zevkin nedir? Hobilerin nelerdir?’’ gibi sorulara verdiğim en güzel cevaptır. Yalnız bir soru var ki verilen cevap ‘’okumak’’ olduğunda kendimi üzgün hissederim.

 O soru şu: ‘’Boş zamanlarında neler yapıyorsun?’’

Eğer bu soruya ‘’Kitap okuyorum.’’ cevabını veriyorsa bir insan, benim için hiç kitap kapağı açmamış bir insanla eş değerdedir. Okumak; bir aşktır, tutkudur. Asla bir boş zaman aracı olarak düşünülmemelidir. Aksine okumak için zaman ve fırsat yaratılmalıdır. Eline kitap almadan bir gün bile geçirmemelidir insan. En azından 3-5 sayfa okuyabilmelidir.

Düşünelim bakalım bir gün içerisinde neler yapıyoruz? Yeme, içme, giyinme, tuvalete gitme gibi zaruri ihtiyaçlarımız dışında kendimize zaman ayırmıyor muyuz? Bazen arkadaşlarımızla buluşuyoruz, sinemaya gidiyoruz; bazen alışveriş yapıyoruz, saatlerce geziyoruz. Peki okumayı günümüzün neresine koyuyoruz? Okumamak için bahanelerimiz hazır öyle değil mi?

‘’Bugün çok yoruldum.’’
‘’Hiç vaktim kalmadı.’’

Halbuki istediğimiz takdirde, eylemlerin en güzeline ayıracak zamanımız elbette olabilir. Mesela bir öğle arasında yemekhaneye gitmek yerine evinden getirdiğin sandvici ısırırken göz atarsın, sigara molasına çıkmaz ama 1-2 sayfa okursun ya da saatlerce gezmek yerine eve bir saat erken gelip okursun. İste yeter!

Bir beşer olarak ben de zaman zaman bu bahanelere sığınırdım ama bu bahaneleri hayatımdan çıkarmayı tercih ettim. Üniversitede çok sevdiğim bir Hocam okumam için bir kitap önermişti. Dino Buzzati’nin Tatar Çölü adlı romanı. Bitirebilirsem bakış açımın değişeceğini ve sahip olduğumuz her anı dolu dolu geçirmemiz gerektiğini söylemişti Hocam. Okuması gerçekten zor, ağır bir kitap olmasına rağmen bir çırpıda bitirdim ve kıymetli Hocamın bahsettiklerinin ne kadar manidar olduğunu anladım. Kitabın etkisiyle olacak ki hayatta bir anını bile boş geçirmek istemeyen bir insana dönüştüm. Su içerken bile başım eğik pozisyondaydı :) (Hayatımı değiştiren bu kitabı da ayrıca tahlil edeceğim.)

Okuma alışkanlığı takdir edersiniz ki ilk önce ailede başlar. Bu sebeple beni okuma aşkıyla yetiştirmiş anne ve babama ne kadar teşekkür etsem az. Okuma yazmayı öğrendiğimden beri evimizde sıklıkla okuma saatleri olurdu. Babam televizyonu kapatırdı, annem işini bırakırdı ve hepimizin elinde bir kitap olurdu. O bir saat biz değil kitaplar konuşurdu adeta. Şimdi konuşanların televizyonlar, tabletler, bilgisayarlar olması ne acı.

 Sevgili okurum eğer bir anne/baba isen çocuğuna okuma sevgisini aşılamanın en güzel yollarından biridir benim ailemin yaptığı. Çocuklar, ailelerinin birer yansımalarıdır. Daha önce bir yazımda daha belirtmiştim. Babamdan bana miras olarak gördüğüm tek şey evimizin eşsiz kütüphanesi ve kitaplarıdır. Kütüphanemi görüp büyülenmemek elde değil. Siz de çocuklarınız için güzel bir kütüphane yapmaya var mısınız?

Aileden sonra en büyük sorumluluk öğretmenlerimize düşmekte. Değerli ilkokul öğretmenimin hafızamda yeri bu anlamda hep başkadır. Çünkü kendisi ailemden sonra okuma sevgisini bana aşılayan en önemli insandır. Daha 8-9-10 yaşlarındayken organize ettiği kitap okuma yarışmaları, sürekli kompozisyon yazdırması ve bize düşünmenin önemini vurgulaması beni bu günlere taşıdı. Çocukluk hayalim o yaşlardan beri bir edebiyat öğretmeni olmaktı. Edebiyat okumayı akıl etmiştim de neden öğretmenlikle birleştirmiştim acaba? Sanıyorum bu sorunun cevabı artık net. :)

Edebiyat öğretmeni oldun mu peki? Hayır henüz olamadım. Hatta onun yerine edebiyatla pek ilgisi olmayan ‘’Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler’’ bölümünü bitirdim. Pişman mıyım? Hayır. Bölümümü edebiyat kadar beni heyecanlandırmasa da seviyorum. Ancak asıl pişman olmama sebebim bu değil. Pişman değilim çünkü hiçbir şey için geç olmadığını bilen biri olarak şuan bitirdiğim bölümde yüksek lisansımı yaparken aynı zamanda ‘’Türk Dili ve Edebiyatı’’ okumaktayım. Bu cesaretimin sebebi okumaya ve yazmaya olan büyük aşkımdır. Bana başarılar dileyin. :)

‘’Okuma alışkanlığını nasıl kazandım?’’ başlığı altında şu ana kadar bahsettiklerim konusunda gördüğünüz gibi kendi çabama çok fazla yer yoktu. Sanki benim için dizayn edilmişti her şey. Maalesef herkes bu kadar şanslı değil. O halde kendi çabalarıyla okumayı alışkanlık haline getirmek isteyenlere bazı önerilerim var.

  *Kitapların ruhu olduğuna inanmalısınız. Hatta onları kanlı canlı bir insan gibi düşünmelisiniz. Teknolojinin gelişmesiyle beraber her kitaba dijital ortamdan ulaşmak artık mümkün. Ancak bir kitabı sevmenin yolu onu incelemekten, dokunmaktan hatta koklamaktan geçer. Kitabı severseniz okumayı da seversiniz. Kitapçıda önce kitabın kapağına bakmıyor musunuz? Kitaplarımız bir gün mazi olmasın. Lütfen kitaplarımızı kitapçıdan temin edelim.

  *Okuma alışkanlığını zamanla edinmelisiniz. Önce günde 1 sayfa okuyarak başlayıp, bir süre böyle devam ettikten sonra sayfa sayısını yavaşça artırabilirsiniz. Bir bakmışsınız kitabı elinizden düşürmüyorsunuz. O gün geldiğinde ne mutlu size. :)

  *İlgi alanlarınıza dair kült eserleri keşfedin ve okumaya onlardan başlayın. Böylelikle okuduğunuz şey size haz verir.

  *Okuduklarınızı insanlarla paylaşın. Bunun için sosyal medya platformlarını kullanabilirsiniz. Instagram, twitter gibi paylaşım sitelerinde kitap okuma alışkanlığı için açılmış çok güzel hesaplar var. Böyle bir hesap edinebilirsiniz.

  *Kitap okurken beğendiğiniz bölümlerin altını çizin, notlar alın. Bu notları düzenleyin ve zarflara koyun. Zarfın üzerine kitap bilgilerini yazın. Bir gün ihtiyacınız olabilir. Kuşkusuz yazdıkça daha fazla okumak isteyeceksiniz.

   *Arkadaşlarınızla bir kafe’de oturmak yerine kitapçıya gidin. Birbirinizin ilgi alanlarını keşfedin. Bunlar üzerine muhabbet edin. Aynı zamanda kafe ortamına sahip birçok kitapçı var. Okumak ve bunları değerlendirmek için ne kadar hoş bir ortam değil mi ?

    *Çantanızda daima bir kitap bulunsun. Belki dönüş yolculuğunda sıkılıp bir göz atarsınız kim bilir.

    *Filmi olan eserleri tercih edebilirsiniz. Normalde tam tersini öneririm ama önce filmi izleyip, beğendiğiniz takdirde kitabını okuyabilirsiniz. Bunu yaptığınız zaman kitabın size aslında ne kadar fazla şey katacağını görmüş olursunuz.

   *Orijinal kitap ayraçları, kitap okuma gözlükleri vb. ürünler okumayı daha çekici hale getirir. Bu tarz alışverişleri ihmal etmeyin.

   *Kendinize evinizin en sevdiğiniz yerinde bir kitap okuma köşesi hazırlayın. Size huzur veren eşyalarla donatın orayı. Kahvenizi alın ve ortamımız hazır!

Keyifli okumalar dilerim. :)

''Kitapları yakmaktan daha büyük bir suç varsa o da onları okumamaktır.''
(Joseph Brodsky)




8 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Kaliteli bir blog'un yazarından yorum almak benim için oldukça önemli. Beğenmenize sevindim. Çok teşekkür ediyorum. :)

      Sil
  2. Kısacası okuyun, okumak için çaba gösterin ve okumanın her zaman yararlı olduğunu bilin :) Çok teşekkür ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sözün kısası kesinlikle böyle. :) Yorumunuz için teşekkürler.

      Sil
  3. Katılıyorum, okumak hobi olmamalı, kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vakit ayırıp okuduğunuz ve yorum yaptığınız için teşekkür ederim. :)

      Sil
  4. Çocuk, anne ve babadan ne görürse haliyle taklit ediyor. Okuma alışkanlığı erken yaşta kazandırılmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katılıyorum. Dilerim ilerde çok daha fazla insan bu konuda bilinç sahibi olur.

      Sil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.