Leuven-Belçika


Buyrun size Belçika gezimde en çok etkilendiğim ve bir daha gitmeyi hayal ettiğim şehir. Leuven! Ne Brüksel ne Brugge kesinlikle benim için bir Leuven değil. Tabii bu şehri güzel bir insanla gezmiş olmak da beni böyle düşündürmüş olabilir. O güzel insana selam olsun! :)

Leuven küçücük bir Avrupa şehri. O kadar küçük ki gezmek için bir gün yeterli. Ama bir gün bu şehre doymak için yeter mi bilmiyorum. Belçikanın en eski ve büyük üniversitesi olan Leuven Katolik Üniversitesi ile meşhur. Üniversite binası da görülmeye değer. Buradaki eğitim hayatı, öğrencilerin sosyal hayatı ve kütüphane beni mest etti. Yılbaşı sonrası gittiğim için üniversite hayatına pek şahit olamadım ama duyduklarım beni benden almaya yetti. Hatta fazlasıyla özendim! ''Dünyanın en uzun barı''  denilen bir yeri var. Baştan sona barlarla dolu. Bir de birçok faaliyete ev sahipliği yapan bir sokağı var. Mesela baştan sona tüm sokakta her milletten insanın yer aldığı sofralar kuruluyormuş. Hatta yerde tabak-çatal şekli bile mevcut. :) 

Görülmeye değer yerlerden biri de çiçeklerden, kiliselerden ve tuğlalardan yapılmış minik evlerden oluşan manastır kompleksi. Hava karardıktan sonra gittiğim için fotoğraflar net değil ama ben burayı çok sevdim. Geçmişte 400'den fazla rahibe burada yaşamış. Bugün ise üniversiteye ait ve öğrenciler orada kalabiliyorlar. Yemyeşil, botanik bahçe gibi, şirin bir yer. :) 

Müzesi, beni benden alan kafeleri, öğrenci yurtları, belediye binası, kiliseleri ve meydanıyla güzel bir bütün oluşturmuş bu şehre, Belçika'ya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın derim.

Buyrun benim karemden fotoğraflarla misafir olun. Ben de yeniden gezmiş olayım. :) Fotoğraf kalitesinin düşüklüğünden dolayı da özür dilerim. 2015-Ocak itibariyle maalesef şimdiki kadar iyi bir makinem yoktu. :) 

Klasik Avrupa heykelleri. :) 

Burası bir öğrenci yurdu. Bu nasıl bir yurttur ya? Tarih kokuyor.

 Ya yurdun iç kısmına ne dersiniz?

 Ve avlusu...

 Leuven tam bir öğrenci ve kültür şehri olduğundan ''kitap okuyan kız'' meşhur bir heykelmiş.

 Saint Michael's Church


 Leuven'in ''entel'' kafelerinden biri. 

 Burası da kafenin içi.

 İşte o bahsettiğim yemek yenen sokak. :)

 Çok net olmasa da tema anlaşılır sanırım. :)




 O devasa yapı belediye binası.

 Çekmeye doyamamışım :)


 Bu da akşam görüntüsü.


 Kütüphane... Darısı başımıza! Solda iğneye ters batırılmış sineği farkeden? 
Onun gizemini ben de çözemedim. :)





 Yapılan ilk ameliyat resmedilmiş. İlginç değil mi?


 Bakın orada ne var. Kur'an-ı Kerim :)
 Şuradaki çalışma aşkından bize de sirayet etse...


 Kapalı olduğu için çok üzüldüğüm, kitap temalı bir kafe... Burada insanlar kahvelerini yudumlarken kitap okuyorlar ve birbirlerinin masasına giderek bu kitaplar hakkında sohbet ediyorlarmış. Ne kadar hoş bir uygulama.

Burası da rahibelerin yüzlerce sene kaldıkları rahibeler kompleksi. Fotoğlar karanlık ve net değil.

Dilerim keyif almışsınızdır.
Sevgiler...

8 yorum:

  1. Belçikaya gitmedim ama herkes övüyor orayı, kitap kafe ve kütüphane ilgimi çekti. Belediye binaları ve merkezde konuşlanmış gotik kiliseleri klasiktir zaten :) Avrupa şehirlerini artık tanıyoruz ama yine de insan gezmeye doyamıyor. Artık büyük şehirleri sevemiyorum, küçük klasik yerleşimler daha sıcak geliyor bana. Ögrenci ağırlıklı üniversite çevresinde olan bir bölge Avrupa şehirlerimde her zaman ilgi çekicidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım yurt dışında yaşıyorsunuz. Bu anlamda hafızanız oldukça zengin olmalı. :) Dünyanın neresinde olursa olsun yeni yerler keşfetmek o kadar güzel ki! Benimkisi de ufak bir Erasmus macerası. :) Dilerim yenilerini eklerim. Klasiklerin aksine fazla bilinmeyen, ufacık şehirleri bol bol gezmeye çalıştım. Dediğiniz gibi klasik bir şehirleşme yapısıyla beraber her seferinde insanı kendine hayran bırakıyor. Kütüphane de kafe de bir başka güzeldi. Hele o kütüphanenin büyüklüğü ve ihtişamı! Uzun ince binalar yerine böyle yapılar inşa etsek keşke! Sevgiler...

      Sil
  2. Çok güzel görünüyor. Elinize sağlık paylaşım için.

    YanıtlaSil
  3. Avrupa'nın düzeni örnek alınacak yanları, özellikle eğitim konusunda isim yapmış yerler öğrencinin konforu ve motivasyonu için kafa yormuşlar. Neden bizde yok, zor mu bu kadar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Resmen şehir eğitim için inşa edilmişti. Her yapı öğrenci odaklı. O yurt nasıl bir yurt öyle! Örnek alınması gereken böyle güzellikler varken nerede değersiz bir şey var onu benimsemişiz. Ben de soruyorum sizin gibi zor mu? Zihnimde hiç de zor değil ama bu kafa yapısıyla oldukça zor :/

      Sil
  4. Resimler çok güzel, özellikle kitap okuyan kız heykeli, bizim ülkemize yapmak gerek bu tür heykellerden. Belki insanlar bunları görür ve kitap okurlar. Böylece kitap okuyan bir toplum olduğumuzda çocuk istismarları, kadınlara yapılan tecavüz olayları da olmaz o zaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufak dokunuşlarla öyle iyi insanlara dönüşebiliriz ki oysa... Bilmiyoruz, okumuyoruz, okuyana saygı duymuyoruz. Cahil millet tablosuyuz adeta. Bu cehalet de beraberinde kötülükleri getiriyor. Bir ''insan kılıklı'' çıkıyor, bir başkasının göz bebeğine zarar veriyor. Kadınlar inciniyor bu ülkede, kadınlar korkuyor. Toplu taşıma araçlarına bile korkuyla biniyoruz. Hep tetikteyiz. Bugün de başımıza bir şey gelmedi diye şükredecek hale geldik. Evet! Batıdan alınması gereken bir şey varsa ahlak yapısı değil ( ki Batılıları çoktan sollamış durumdayız) böyle değerlerdir. Okunmaktır. Okumaya teşvik etmektir. Değindiğiniz konu için teşekkür ederim Gökhan bey. İnşallah birileri duyar, görür artık...

      Sil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.