Atatürk Din ve Din Adamları- Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu



Merhaba 😄

Masada dağ gibi birikmiş yorumu yapılacak kitaplarım dururken içlerinden en önemli olanını seçtiğimi düşünüyorum.  Atatürk ve Latife Hanımefendi'ye dair okuduğum kitaptan sonra bu kitabı bitirdim. Sırada İlber Ortaylı'nın Atatürk kitabı var. 

Neden mi bu kitap en önemlisi? Çünkü Atatürk'ün bilhassa dine bakışına dair toplumda ciddi bir bilgi eksikliği var. Tarihi meselelerde klişeleşmiş şeylerin temellerini hiç sorgulamadan öylece kabul edebiliyoruz. Bir insan tarih okumayı sevmese de en azından kendi tarihini birçok kaynaktan okumalı. Özellikle farklı fikirleri öğrenmeli ki kendi fikrini geliştirebilsin.

Bir ülkenin lideri olarak Atatürk bilinmeli, okunmalı, anlaşılmalı. Bakın bir ülkenin lideri diyorum. Özellikle altını çizmek istiyorum. Bir vatandaş, bu ülkenin bir ferdi olarak Atatürk'ün kişisel yaşamına dair hususların bir ülkenin liderine olan bakış açısını bu denli etkilemesi beni şaşırtıyor. Kaldı ki biz o günleri yaşamadık. O halde bizzat yaşayanlardan okuyalım...

Kitabın yazarı Ali Sarıkoyuncu bir tarihçi. Gayet bilgilendirici ve açık bir eser kaleme almış. Özellikle kaynakça kısmı oldukça doyurucu. Kitap ve makalelerin yanı sıra meclis zabıtları, ansiklopedi ve yıllıklar, sözlükler, Atatürk Özel Arşivi, Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivi, gazete ve dergiler çalışmada kullanılan kaynaklar arasında. Ekler kısmı kapsamlı. Fotoğraflarla ve belgelerle desteklenmiş. 

Kitabın gayesi Atatürk'ün İslam dinini oldukça iyi bildiğini ve birçok kesim tarafından sanılanın aksine dinin ve Peygamber'in karşısında olmadığını belgelerle ispat etmek olmuş. Sonucu gayet başarılı buldum. 

5 bölümden oluşan kitabın bölüm başlıkları şöyle:

Atatürk'ün Din Hakkındaki Söz, Düşünce ve Açıklamaları
Atatürk'ün Dini Anlayış ve Uygulamaları
Milli Mücadelede Atatürk ve Din Adamları
Atatürk'ün Takdir Ettiği Din Adamlarından Örnekler
Değerlendirme ve Sonuç

Atatürk'ün din ile ilgili sözleri, yaptığı konuşmaları ve laikliğin aslında ne olduğu gibi konulara değinilmesi kitabı özel kılıyor. Laikliğin ihtiva ettiği anlamın aslında dinsizlik olmadığı ancak maalesef ki ülke siyasetinde ve toplumda ayrıştırıcı bir unsur olarak lanse edildiği gözler önüne seriliyor. Yani laiklik dinsizlikle eş değer değil! Nitekim Atatürk'ün Rıfat Börekçi, Abdurrahman Kamil Yetkin gibi din adamlarıyla olan gönül bağını gördüğümüzde bence durup bir kez daha düşüneceğiz...

Sosyal yaşamımıza tesir eden bu önemli meselelerin ele alındığı bir kitap okumak güzeldi. Konuya ilgisi olanlara tavsiye edebilirim.

''Din vardır ve lazımdır.''

''Din lüzumlu bir kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur.''

''Milletimiz dil ve din gibi iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından söküp alamamıştır ve alamaz...''

''Bizim dinimiz, en makul ve tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olabilmesi için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal hayatında hiç kimsenin özel bir sınıf halinde mevcudiyetini muhafazaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini emirlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her fert dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir.''

Demek ki ne Atatürk dinsizmiş ne de Atatürkçülük dinsizlik. Bugün bu konuda iki uç fikri benimseyenler maalesef hakikatte Atatürkle aynı çizgide değiller. Çünkü uçlarda olmak, ayrıştırmak, bölmek, parçalamak hiçbir zaman bu millete iyilik getirmemiştir. Dilerim bu hakikati bir gün hepimiz idrak ederiz.

Her şeyden önce...

Sevgiyle kalın...






8 yorum:

  1. ;)

    Bu ülkede iki konunun yiyicileri bitmez;
    -Din
    -Atatürk

    Her devirde bunun üzerinden prim yapanlar ve bundan geçinenler olmuştur. Bu yüzden aklımızı başkalarının eline kiraya vermeksizin herkesin kaynakları okuyarak öğrenmesi elzemdir.

    Bu sebeple bu konuda sizi destekliyorum.

    Her Türk vatandaşı tarihini bilmek zorunda.

    Başarılar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ''Bu yüzden aklımızı başkalarının eline kiraya vermeksizin herkesin kaynakları okuyarak öğrenmesi elzemdir.''

      Şu cümlenizle o kadar iyi özetlediniz ki bana diyecek bir şey kalmadı. Maalesef bizim kanayan yaralarımızdan biri bu. Cehalet! Cahillik zor şey yıkıcı şey. Yani ülkeyi ne bir ideoloji bölüyor ne bir insan ne de din. Bir ülkeyi yıkarsa cehalet yıkar...

      Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  2. hımm aklımda olsun atatürkle ilgili kitapları seviyoruum :)

    YanıtlaSil
  3. Murat Cenk kardeşin yorumuna katılıyorum. Din ve Atatürk. İkisi de anlaşılmayan, anlaşılmak istenmeyen konular. İkisinin de yiyicisi bitmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef haklısınız. Bunu değiştirmek ise biz yeni nesillerin elinde. Dilerim muvaffak oluruz...

      Sil
  4. Uyutulmaya alıştırılmış toplumda her söylenene koşulsuz inanmanın sonucudur kafa karışıklığı. Bu nedenle araştırma ve okumak ćok önemli. Emeklerine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yerinde ve açıklayıcı bir tanım oldu. Teşekkür ederim.

      Sil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.