Fırıldak Kedi Anısına...


Bugün 18 Mart...

Çanakkale Şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz...

Bu yüce zaferden dolayı müteşekkiriz... 

Geçen 18 Mart'ta Çanakkale gezime dair fotoğraflar paylaşmıştım. 

Bu sefer Minik oğlum Fırıldak namıdiğer Fırfır'ın fotoğraflarını paylaşacağım. 

Bir süredir hasta olan oğlumuz...

Önce iyileşiyor sandık, iyiye gidiyordu, yine dışarılarda gezmek istiyordu. Üç gün önce tekrar yatağa düştü oğlum...

Fırıldak'ın annesi Kontes... Çok güzel bir kediydi. Muhtemelen Sibirya kedisi... İnsan olmakla uzaktan yakından ilişkisi olmayan birileri tarafından sokaklara atıldı. Buna hiç alışık değildi. Baktık, besledik, evimize aldık, fakat aylar sonra ''hayvan bizim'' diyerek tekrar sahiplenmeye çalıştılar. Sonuç: Kontesi bir gece köpekler parçaladı. Kuzumuz melek oldu...

Onun dört yavrusundan biriydi Fırıldak. Hepsini sahiplendirip onu burada bıraktılar... 

Fırıldak'ı çok sevdik biz çekirdek ailemle. Annem ayrı sevdi, kardeşim ayrı, ben ayrı. Hem sokak kedisiydi hem de evimize giriyordu. Çok özgür ruhluydu! Yedi, içti, annesi gibi minnoş, tosbik bir kedi oldu. 😃



Azıcık tembel... Yatmayı çok seven... Nerede yemek kokusu alsa oraya atlayan, yaramaz ama aynı zamanda da uslu, kimseye zarar vermeyen, hep sevgi isteyen, adı gibi Fırıldak bir kedi düşünün. Aman Allahım! Ne güzel yaşanır onla değil mi? Öyle de oldu...



Beraber blog yazısı yazdık mesela. Birkaç kez de tez çalışmamı sabote ettiği doğrudur. Bir keresinde tüm tezimi klavyenin tek bir tuşuyla siliyordu ki kurtardım 😀

Bu yaramaz çocuk daha 1,5 yaşındayken, bize hiç farkettirmeden, ansızın böbrek hastalığına yakalandı. Birkaç gün içerisinde oğlumuz eriyip gitti. Ne yapsak olmadı... Muhtemelen bizim özgür aslan kralımız sokaklarda kendisine zararı olacak bir şeyler yediği için zehirlendi... Ah be oğlum! Sıcak yuvandan çıkmamalıydın belki de... Yavrum benim... İşim yok, yeterince param yok... Elimdeki imkânlarla daha fazlasını yapamadım. Çok üzgünüm...

Takdir-i ilahi böyleymiş demek ise insanı rahatlatıyor. Oğlum melek olalı daha saatler oldu. Tüm gece onun acı içinde kıvrandığını gördükten sonra içim paramparça oldu, fakat Fırıldak artık acı çekmiyor. Fırıldak huzura kavuştu. Böyle düşünmeli değil mi insan? Ya günlerce nefes nefese acı içinde kıvransaydı? Çok şükür, oğlum artık acı içinde ağlamıyor...

Kuzum, güzel oğlum...

Senin için ağlamaktan başka ne yapabilirim diye düşününce... Aklıma bu blog yazısını yazmak geldi. Senin için yardım talep ettiğim ve hasta olduğun tüm fotoğrafları kaldırdım. Şimdi bu güzel hallerinle biz hariç birkaç yüz kişinin daha hatırında olacaksın...

Fırıldak... Fırfır kuşum, minik yavrum, minnak Fırfırım, bal Fırırım...

Neydi şarkımız? ''Mini mini Fırfır, Ablası onu çok sever...''

Nereye gittiğini bilmiyorum ama gittiğin yerde huzurlusundur şimdi...

Hem ben seni hala en yakınımda hissediyorum... Sanırım giden sadece bedeninmiş... O halde elbet bir gün kavuşacağız oğlum... 

Gittiğin yerde...

Seni sokağa atacak...

Sahipsiz bırakacak...

Kolunu kanadını kıracak...

Kötü insanlar yok miniğim. Huzur içinde uyu...

Seni çok seven Ablan...

























18 yorum:

  1. Ay çok üzüldüm :( Ne yazacağımı da bilemedim.

    YanıtlaSil
  2. İyi ve kötü insanları çok iyi ayırabilen duygu dünyası çok geniş sevgi oburu bir çocuktu
    Her zaman hatırlanacak sevilecek ve özleneceksin Hacı Fırfır

    YanıtlaSil
  3. Merhaba. Çok üzüldüm Fırıldak kediye. Bunun nasıl bir acı olduğunu çok iyi bilirim. Benim de bir maviş paşam vardı. Uzun yıllar benimle beraber yaşadı. Evlat gibiydi. Sonra yaşlandı, böbrek yetmezliğine yakalandı. O hastalıkla bile 3 yıl kadar yaşamayı başardı. Veteriner o kadar dayanmasına hayretler içinde kalıyordu ama yaşama savaşı vermişti adeta. Sonra dayanamadı ve kaybettim onu. Acısını hala hissederim. Ve sizi çok iyi anlıyorum... Sizinki böbrek yetmezliğine çok erken yakalanmış ama bazı hayvanlarda oluyor böyle... Onu hep sevgiyle hatırlayacak bir ablası var neyse ki... Takibe aldım bloğunuzu. Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maviş paşa ile Fırıldak güzel yerlerde şimdi... Bu beni rahatlatıyor. Hayvanlar acı çekince kahroluyorum. Dilleri yok anlatmaya, ama nasıl mücadele veriyorlar hayret ediyor insan... Çok teşekkür ediyorum desteğiniz için. Sevgiler...

      Sil
  4. çok üzüldüm ya... insan ne yazacağını bilemiyor...

    YanıtlaSil
  5. Ev hayvanları içimizden biri gibi oluyor. üzüldüm elden birşey gelmiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendisine insan diyen birçok mahlukattan değerli kuzum... Evet, içimizden biriydi. İnsan çok çaresiz hissediyor :(

      Sil
  6. Geçen yıl biz de ablamın kedisi Karamel'i kaybetmiştik.Ablam beni çağırmış,pijamalarla koşarak gitmiştim ama onu da kurtaramadık.Fırıldak için imkanların ölçüsünde elinden geleni yaptığını biliyorum.Fakat bizim üstümüzde ilahi bir plan da var :( Gücümüzün yetemeyeceği :( Işıklarda olsun....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok üzüldüm Karamel için. Bazen olmayınca olmuyor. Ne yaparsak yapalım ömürleri bu kadarmış... İlk günlerde böyle düşünemiyordum ama şimdi daha iyi hissediyorum. Kavuşacağımıza inanıyorum. Umarımmm, çok teşekkür ederim <3

      Sil
  7. Şu an ne yazacağımı bilemiyorum.Çok ama çok üzgünüm. Tek tesellimiz şu an acı çekmiyor oluşu. Sana sabırlar diliyorum yavrum :(((((((((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Desteğin için teşekkür ederim Ece Ablacım. İyi ki varsın...

      Sil
  8. e-maille takip butonu ekler misin canım?

    YanıtlaSil
  9. Hoş ve yararlı bir blogunuz var,sizi yeni keşfettim ve takibe aldım. Sizi de beklerim,sağlıcakla kalın.https://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  10. Teşekkür ederim. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.