Mart Ayında Okuduklarım | 2020


Merhaba Sevgili Takipçilerim

Bu ay okuduğum kitapları topluca sizlere tanıtmak istedim. 

İlk iki kitabın yorumunu blogda paylaşmıştım. O nedenle linkleri bırakıyorum ve diğer kitaplara geçiyorum. 

1- Tanrı Matematikçi mi?-Mario Livio


2- Düşünceler-Marcus Aurelius


3-Dünyayı Değiştiren On Yıl-Server Tanilli

Bu kitap doktora yeterlilik çalışmalarım kapsamında okumayı tercih ettiğim bir kitaptı. Tanilli'nin dili oldukça anlaşılır. Kitap Fransız Devriminin on yılına dair Fransa ve Avrupa perspektifini çok iyi bir şekilde özetlemiş. Ancak meseleye ilgisi olmayanlar için sıkıcı olabilir. Tarih severlere ve uluslararası ilişkilercilere önerilir. Üzerine bir de Fransız Devrimi belgeselini seyrederseniz taşlar yerine oturur. 😊

4-Mao'nun Kültür İhtilali-Alberto Moravia

Yine yeterlilik çalışmalarım kapsamında okuduğum bir kitaptı, ama bu kitap beni çok şaşırttı. 1967 basımı bu eser bir İtalyan yazarın kaleminden bizlere  sunulmuş. Yazar kültür devriminin olduğu yıllarda Çin'de bulunmuş ve aslında  bir gezi yazısı kaleme almış. Mao ve Kızıl Muhafızlara dair yaptığı gözlemler, halkın kendilerinden başka hiçbir kültüre meraklı olmayışı, tutkulu devrim hareketleri ve halkın değişik basmakalıp inanışları... Hepsi bir Batılı gözünden incelenmiş. Eğer Çin tarihine ve kültürüne merakınız varsa Mao önemli bir isim. Yine Konfüçyüs'ü de bilmeniz önemli olacaktır. 

Toplumu ya da devleti değiştirmek amacını güden bir ihtilal devamlı olamaz. Ama insanı değiştirmeyi hedef alan bir ihtilal ve sınıf kavgası devamlılık kazanabilir.

5- Hiroşimalar Olmasın-Oktay Akbal

6 Ağustos 1945 tarihinde ABD'nin little boy ve fat man adını verdiği atom bombaları Japonya semalarında gezmiş ve bir toplumu acılara gark etmişti. Bu acıların şehri olan Hiroşima'ya olaydan 20 yıl sonra ilk kez giden bir Türk araştırmacı, gazeteci Oktay Akbal... Burada gördüklerini, 20 yıl sonra bile bombanın nasıl derin yaralar bırakmış olduğunu, hala acı çekmekte olan insanların olduğunu anlatıyor bize. Açıkçası kitabın hacmine bakarak dolu dolu bir Hiroşima serüvenine şahit olacağımızı düşünmüştüm, fakat Hiroşima'ya ayrılan kısım oldukça kısaydı. Kitabın bir kısmı da Azerbaycan, Moskova, Türk Cumhuriyetleri ve Eski Yugoslavya'da geçirilen günlerden bahsediyor. Hiroşima kısmı için okunmaya değer.

Yanarak ölenlerin ''mizu, mizu'' (su, su) diye yalvarmaları daha kulaklardaysa! O gün bir damla su için çırpınan binlerce insan vardı. Ohta ırmağının kolları insanla dolup taşmıştı. Yananlar suya atılınca rahatlayacaklarını sanıyorlardı, oysa yanıklar daha kötüleşiyordu, sudan karaya karadan suya balık gibi atlaya atlaya ölüyorlardı. Gücü kalmayıp su kenarına yığılanlar ''bir damla su'' diye yalvarıyorlardı. İşte bu koca çeşmeyi o ''susuz'' ölenlerin anısına yapmışlar.

6-Hz. Muhammed-Tolstoy

Tolstoy'un Müslüman olduğuna dair gizemini koruyan iddiaları çoğunuz duymuştur. Bu kitap Tolstoy'un İslam'a dair düşüncelerinin, İslam hakkında yorumlarda bulunduğu mektuplarının bir araya getirilmiş hali aslında. Tolstoy Müslüman mıydı? Kitabı okuyarak çıkarım yapmak zor olsa da Tolstoy'un İslam'dan ciddi anlamda etkilendiği ortada. Zor bir hayat mücadelesi veren Tolstoy'un kendisini derin bir boşlukta hissettiğini ve manevi bir arayışa girdiğini görüyoruz kitapta. Tolstoy şöyle söylüyor:

''Benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hristiyanlıktan) mukayese edilmeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav ve her  bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği, tek Allah'ı ve onun Peygamberini kabul ederdi...''

7-İnsanın Fabrika Ayarları-Beden- Sinan Canan
8- İnsanın Fabrika Ayarları-İlişkiler ve Stres-Sinan Canan

Bu iki kitap üç kitaplık bir serinin ilk iki kitabı olduğu için birlikte değerlendirmek istedim. Üçüncü kitap henüz yayınlanmadı. Heyecanla beklediğimi söyleyebilirim. Şahsen her iki kitabı da, tüm Sinan Canan kitapları gibi yeniden yeniden okuyacak ve notlar almaya devam edeceğim. Kesinlikle bir başucu serisi. İnsanın bu dijitalleşmiş dünyada nasıl ''fabrika ayarlarına'' uyumlu bir şekilde yaşayabileceği, biyolojiden ve yaşamdan ispatlarla anlatılmış. Bu iki kitaba dair söylenecek çok şey var. Üçüncü kitabı da okuduktan sonra ayrıca yorumlamayı düşündüğüm için burada sözlerime son veriyorum. 😁



Bu zor günlerde kitap okumayı unutmayın...

Kitapla ve Sevgiyle Kalın...








4 yorum:

  1. Merhabalar.
    Okuduğunuz kitaplarla ilgili paylaşınızı okudum ve çok memnun oldum. Siz ve sizin gibi kitap okuyan ve okudukları kitaplarla ilgili yorum ve düşüncelerini de katarak tanıtım paylaşımı yapan Bloggerlere hep imrenirim. Bu bağlamda bu güzel paylaşılarınız için, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.

    Tolstoy ile ilgili okuduğunuz kitapla ilgili ben de bir düşüncemi açıklamak istiyorum. Evet Tolstoy bir müslüman değil, olamaz zaten; ancak İslam dininden ve Hz. Muhammed'den etkilenmiş olabilir. Neden mi? Düşünen her canlı kendini yaratanını ve neden yaratıldığını aramak zorunda. Yoksa işin içinden çıkamaz ve bir boşluğa düşer. Bu boşluk çok tehlikeli bir boşluk olup, insanı mutsuz eder.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      İnce düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.

      Tolstoy ile ilgili yorumunuza katılıyorum. Böyle bir etkilenme elbette mümkün. Selamlar.

      Sil
  2. Hep derim kitap okumak çok iyi bir aktivite :) hiç bir zararı yoktur kitap okumanın hatta tam tersi öğrenmenin en zevkli yoludur blogunuzu takip etmekteyim finans ve ekonomi hakkında bir şeyler okumak isterseniz her zaman beklerim https://girisimcidunya.blogspot.com/

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara

BUMERANG

Bumerang - Yazarkafe

BLOG SÖZLÜK

blog sözlük
Blogger tarafından desteklenmektedir.